Friday 18 July 2008

DİKKATIN DOĞASI ÜZERİNE- ON THE NATURE OF CONCENTRATION

İngilizce Türkçe Tercüme Örneği - English Turkish Translation Example for


Teknik Tercüme - Technical Translation



İTÜ’den Hocam Sn. Cevdet ACAR’a.


Bu yazım insan dikkat yeteneğinin(concentration) doğası üzerine bir dizi makalemin ilki. Gerçekten, dikkat toplamak -yoğunlaşmak (concentration) yalnız insanoğluna özgü bir özellik değil.


This is the first of a series of my articles on the nature of human concentration. Actually, concntration is not an exclusive attribute of the human-being.


Yoğunlaşmak maddenin bir özelliği. Yoğunlaşmak ‘bir noktada bir araya gelmek durumu’ olarak tanımlanır. Concentric ‘ortak bir merkezi nokta sahibi olmak’ anlamına gelir.


Concentration is an attribute of matter. Concentration is described as ‘the situation of coming together at one point.’ Concentric means ‘having a common centre.’


İnsanın yoğunlaşmak-dikkat toplamak yeteneğine gelince anlam biraz değişir. Merriam-Webster ‘ilginin bir tek nesneye yönelişi’ olarak tanımlar onu. Günlük dilde odaklanmak olarak yanlış bir şekilde kullanılır.


The meaning changes a bit when it comes to the concentration ability of the human mind. Merriam-Webster defines it as ‘direction of attention to a single object’. It is misinterpreted as focusing in the daily usage.


İnsan zihninin yeteneklerini kontrol etmek ve göstermek için kolay bir yol görsel olarak düşünmektir. Gözlerimizle bakmak açısından, dikkat toplamak – yoğunlaşmak bir tek nesneye bakmak ve diğer her şeyi bu referans noktasına göre görmektir. Odaklanmak ise bir tek şeye bakmak ve başka şeyleri hiç görmemektir.


An easy way to understand, demonstrate and control the abilities of the human mind is to think visually. In terms of looking with our eyes, concentrating means to look at something and see other things only in relation to this reference point. To focus means to look at something and not see other things at all.


Odaklanmak ilgiyi bir tek nesneye sınırlamak(örn. Bir şeyin ilgi alanı içine alınması) anlamına gelir. Yoğunlaşmak – dikkat toplamak ilginin karakterini değiştirmek ve böylece ilgi alanı içindeki nesnenin diğerlerinden bir bakıma hariç tutmaktır.


To focus means to limit your attention to a specific object(for ex. inclusion of something into attention). To concentrate means to change the character of your attention so that included thing appears in your focus on the basis of some sort of exclusion of others, so to speak.


Yoğunlaşmağı kaybetmek fakat aynı zamanda odağı korumak mümkündür. İlginizi rahatlatabilirsiniz ama, baktığınız alanın büyüklüğünü azaltabilirsiniz, örn bütün bir insan ya da bir insan yüzü. Bu rahat dikkat(relaxed attention) uygularken önemlidir.


It is possible to lose concentration but keep focus, when looking. You can relax your attention, but change the size of the area that you look at, for ex.a whole person or a face. This is important for implementing relaxed attention.


Ayrıca yoğunluğu – dikkatinizi arttırabilir ama odağınızı kaybedebilirsiniz, eğer isterseniz, bu bir parça daha karışıktır ama. Belirli hiç bir şeye bakmaz, fakat Istanbul Boğazında geniş manzarayı seyredebilirsiniz.


You may also increase your concentration but lose focus, if you like, a little bit more complex though. You may look at nothing specific, but enjoy fully the wide wiew on the coast of Istanbul Bosphorus.


Yoğunlaşmak – dikkat toplamak ve odaklanmak yetenekleri tamamen görsel değildir. Bunlar bütün algılayış, muhakeme ve motor yeteneklerinde gözlenebilirler. Benliğin vücut buluşu, varoluş duyusu zaman duyusu ile yakından ilgilidir. Varoluşumuzu, içinde bulunduğumuz andaki, yani ‘sözde şimdi - specious present’taki’ ya da şu andaki varlığımızı hissederiz.


Concentration and focusing abilities are not totally visual. These can be observed in all forms of perception, cognition, motor faculties. The embodiment of self, the sense of being is closely related with the sense of time. We feel our being, our existence at the moment we are in, namely ‘the specious present', or now.


Sözde şimdi’nin uzunluğu içinde bulunduğumuz duruma göre değişir. Aynı zamanda, şimdiye ilişkin duyumuza veya kendimizi ve varlığımızı hissedişimize ait duyunun tazeleniş sıklığı değişkendir.


The length of specious present changes, according to the situation we are in. Also, the frequency of the renewal of our sense of now or feeling one’s self or being changes.


Bir şey yaparken varlığımızı her an doğrudan doğruya duymayız. Gerçekte, yaptığımız iş üzerinde yoğunlaşmak – dikkat toplamak benliğimizi hissetmek sıklığımızı azaltır. Bu aynı zamanda zaman duyusunu azaltır. Bu sıklık aynı zamanda algılayış sıklığına denk düşer. Algılayış sıklığı artarsa algılayış duyarlığı da artar.


When we are doing something we do not feel our being directly all the time. In fact concentrating on the thing we do reduces the frequency of our feeling of self. This also reduces the sense of time. This frequency also corresponds to the perception frequency. When the perception frequency increases sensitivity increases.


Sözde şimdi kavramının bu noktada başı belaya girer. Sözde şimdi toplam süresi yoğunlaşış – dikkat toplayış tarafından belirlenen, etkilenen bir algılayış süresidir.


The specious present concept is somewhat belaguered at this point. The specious present is a duration of perception, of which total duration is effected-determined by concentration.


İlgi odağın bir soyutlayışıdır. İlgi bir anda ilgilendiğimiz şeylerin sınırlarını belirler. Eğer birden çok şeyle ilgileniyorsak an uzar, yani sözde şimdi artar.


Attention is an abstraction of focus. Attention determines the limits of things we deal with at one moment. If we deal with more than one thing the length of the moment expands, so the specious present increases.


Bu niye yüksek yoğunlaşış – dikkat ile bazen zamanın çabuk geçtiğini ve bazan olduğundan uzun geçtiğini açıklar. Eğer yüksek yoğunlaşış ile tek bir iş yaparsak sözde şimdi kısalır, dolayısıyla zamanı hissetmeyiz veya olduğundan kısa hissederiz. Buna karşın, eğer yüksek yoğunlaşış ile karışık bir iş yaparsak zaman çok yavaş geçer ve zamanı olduğundan uzun hissederiz.


This explains why with high concentration sometimes, we do not feel the time that passes and sometimes we do feel it longer than it really is. If we do a single simple thing with high concentration, specious present is short, so we do not feel the time, or feel it as if shorter. On the contrary, if we do a complex thing with high concentration we feel as if the time passed is much longer than it really is.


Sözde şimdi varoluşumuzu, benliğimizi hissettiğimiz anlardır. Sözde şimdi beynin bilinçle mantıksal yorum yaptığı zamanlardır. İnsan beyninin sağlıklı çalışması bilinçli ve bilinçsiz faaliyetleri arasında ortalama dengeye dayanır.


The specious present are the moments that we feel our being, self.The specious present are the times that the brain’s cognition works consciously. Healthy functioning of human mind depends on the average balance between the conscious and subconscious activities.


Örneğin, yabancı bir dili kolaylıkla anlayabilmek için, aşırı yoğunlaşmayıp bir parça rahatlayınız, öyleki sözde şimdi sürelerinde duyduğunuz şeyler onlar arasındaki bilinçaltı sürelerinde işlenebilsin.


For example, to understand a foreign language with facility, you should not concentrate too much but you should relax a little bit, so that the things you hear at the specious durations get processed between them by your subconscious.


Karışık işlerde yüksek yoğunlukla uzun süreli çalışmak sözde şimdi sürelerimizi en yüksek sıklıkla en uzun sürede tutmamıza imkan tanıyan yetenekler geliştirmemize neden olur. Eğer kişi bu yeteneklerini idare etmek için iyi donanımlı ve eğitimli değilse, uzun süreli yüksek yoğunluklu işler insan bilinçaltını baskı altına alıp ona zarar verebilir veya algılayışı halusinasyonlar görülebilecek bir duyuş ve işitiş noktasına kadar arttırabilir. Bilinçaltının bastırılışı kaçınılmaz olarak bütün psikolojiye zarar verir ve insan beyninin bir dizi psikoz ile tepki verişine neden olabilir.


Working on complex tasks with high concentration for long durations, causes us to develop skills that enable us keep our specious presents as long as possible, with the highest frequency. If one is not well equipped and trained to handle these skills, long duration high concentration complex jobs may suppress and hurt the human subconscious or increase the perception to the point of seeing-hearing halucinations. The suppression of subconscious may inevitably hurt the whole psychology and cause the human mind to react in a series of psychosis.


Bu rezaletten uzak durmak için, çalışırken en basitinden 20 20 20 kuralını uygulayabilirsiniz. “Her 20 dakikada bir, ne yaparsanız yapın duraklayın ve 20 feet uzaktaki bir nesneye 20 saniye bakıp gözlerinizi açıp kapayın.”


In order to avoid all this mess, you should simply apply the 20 20 20 rule while working. “Every 20 minutes, pause whatever you’re doing and stare at something 20 feet away about 10-15 paces away) for 20 seconds.”


Son tahlilde, bu tür işler var olan bir çok işlerden seçmiş olduğunuz bir kaçıdır, yüksek bir dağa tırmanmağı seçebilirsiniz ya da, bir hava trafik kontrolü merkezinde mühendis ya da kontrolör olarak çalışmağı seçebilirsiniz, ya da bir cerrah olarak hizmet etmeği seçebilirsiniz. Tamamen size bağlı…


The bottom line is, this type of jobs are one of many choices, you may choose to climb a high mountain or serve at an air traffic control center as an engineer or air traffic controller, or choose to serve as a surgeon. It is up to you.